Gelecek Nesilleri Önemsiyoruz!

1965 yılında merhum Ömer Matlı’nın tarım alanında ticari girişimleriyle temelleri atılan Matlı Şirketler Grubu, bugün tarım ve hayvancılıktan gıdaya, enerjiden lojistiğe 9 ayrı sektörde 27 şirketiyle tüm Türkiye’de faaliyetlerini sürdürüyor.

2023 yılında Keskinoğlu’nun gruba katılmasıyla beyaz et sektörünü de faaliyet alanlarına dahil eden Matlı Şirketler Grubu, Türkiye’nin ilk tam entegre tavukçuluk tesislerinden biri olan Keskinoğlu’nun Akhisar’daki tesislerinde ürettiği piliç eti, sofralık yumurta, pastörize yumurta, viyol ve ileri işlenmiş ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırıyor.

Sağlıklı nesillerin gelişmesinde çok önemli bir rol oynayan proteinin tüketiciye uygun fiyata sunulması sorumluluğunu yerine getirme vizyonuyla hareket eden Keskinoğlu’nun Matlı Şirketler Grubu çatısı altına girme amacını, son dönem yatırımlarını, hedeflerini ve “gelecek nesilleri önemseyen” sürdürülebilir üretim anlayışını Matlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı anlattı.

“Ağabeyim Özer Matlı ve ben, Türkiye’nin geleneksel ‘aile şirketi’ yapısı içerisinde yetiştik. Kariyer yaşamımız da böyle başladı: Bir taraftan eğitim hayatımızı sürdürürken, diğer taraftan da rahmetli babamız Ömer Matlı’nın kurmuş olduğu işlerde çalıştık. Babamız çok küçük yaşlardan itibaren her yaz tatilinde bizi araziye ya da fabrikaya götürerek, işlere alıştırdı ve bize iş öğretti. Maalesef 1995 yılında babamızı erken yaşta kaybettik. Ardından ağabeyimle çok genç yaşlarda babamızın kurduğu işletmelerin yönetimini devralma sorumluluğunu üstlendik.

“Matlı’nın ticari girişiminin, Türkiye’nin gelişimiyle eş güdümlü olarak ilerlediğini ifade etmek isterim. Rahmetli babamız Ömer Matlı, Bursa Karacabey’in Canbaz Köyü’nden çıkarak ticaret hayatına atılmış. O zamanki ticaret hep tarıma dayalı idi. Türkiye’de soğan dediğiniz zaman akla ilk Karacabey gelirdi çünkü bölgede soğan ekimi çok yaygındı. Babam da bölgemizde o zaman yaygın olan soğan ticaretiyle uğraşıyordu.

“Canbaz Köyü’nde küçük bir de mandıramız vardı. Sezonluk dediğimiz mandıracılıkta, ilkbahardan yaza doğru, özellikle küçükbaş hayvancılık çok yaygın olduğu için koyun ve keçi sütünden beyaz peynir imalatı yapıyorduk.

“Aynı dönem bölgede çeltik ekimi de çok yaygındı ve rahmetli babam 1980 senesinde Karacabey’de ilk çeltik fabrikasının kurulumunu gerçekleştirdi. Yıllar içinde Türkiye’nin kapılarını ithalata açmasıyla çeltik fabrikaları eski gücünü kaybetmeye başladı. Pirinç ticaretinin her geçen gün kan kaybetmesi üzerine babamız, o zamanki vizyonuyla bir fizibilite çalışması yaparak yem ticaretine girmeye karar verdi. Böylelikle Matlı, 1988 senesinde yem üretimine başladı.

“Ben de ticaret hayatına yem sektörüyle atılmış oldum. 1990’lı yıllardan itibaren de bilfiil yem işinin içerisindeydim. Babamız vefat ettikten sonra da iki kardeş birbirimize dayanarak, inanarak, güvenerek ticaret ve iş hayatımıza devam ettik.”

Viyol Üretim Tesisi

“Tüketicinin protein talebinin uygun fiyata karşılanması çok önemli bir yatırım sebebi bizim için”

“Türkiye’de hayvansal proteine olan talebin her geçen gün artmasıyla, yem sanayi de bu durumdan çok olumlu şekilde etkilendi. Dolayısıyla hem yem üretimi hem hayvancılık gelişti ve de böylelikle yem ticareti büyüdü. Buna paralel olarak biz de 1988 yılından sonra yem fabrikalarımızı geliştirmek ve üretim kapasitemizi artırmak amacıyla yeni yatırımlara hız verdik.

“2004 senesinde Konya’daki ikinci yem fabrikamızı devreye almamızla bu alanda en büyük yatırımımızı gerçekleştirmiş olduk. Devam eden yıllarda da yem üretiminde yatırımlarımızı sürekli büyüterek bugün Türkiye’nin dokuz farklı lokasyonunda yem fabrikalarıyla hizmet sunan bir şirket olduk.

“Bu gelişim sürecinde, Türk toplumu da eskiden karbonhidrat tüketen bir toplum iken protein tüketen bir toplum haline dönüşmeye başladı. Biz de Matlı Şirketler Grubu olarak tüketicilere sağlıklı protein ürünleri sunma vizyonuyla yolumuza devam etmeye karar verdik.

“Bu vizyonumuz çerçevesinde de son iki sene içerisinde Balıkesir Susurluk’ta kurulu bulunan Yörsan Süt ve Süt Ürünleri ile Akhisar’da kurulu bulunan Keskinoğlu Tavukçuluk olmak üzere iki büyük gıda markasının satın alımını gerçekleştirerek Matlı Şirketler Grubu bünyesine kattık. Protein tüketen toplumun gelişmesiyle beraber protein üretimiyle ilgili olarak yeni yatırımları yapmış olduk ve bu yönde yatırımlarımıza hızla devam edeceğiz.

“Matlı olarak vizyonumuzda her yaptığımız işte mutlaka zirvede yer alma hedefi var. Keskinoğlu ve Yörsan markası ile Türkiye’de sektöründe lider, pazar yaratan ve pazarı yönlendiren role sahip bir şirket olmayı hedefledik.”

“Rakamlara baktığımız zaman da şu çok net görülüyor: Türkiye’nin, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika ile karşılaştırıldığı zaman kişi başı protein tüketiminde katetmesi gereken çok ciddi bir mesafe var. Matlı olarak bu tabloyu gördüğümüz için bundan sonraki süreçte de protein üreticisi ve protein tedarikçisi olma yolunda güçlü adımlarla ilerleyeceğiz. Çünkü bireylerin sağlıklı gelişimi ve sağlıklı nesillerin yetişmesi için hayvansal protein tüketimi çok önemli.

“Sağlıklı nesillere baktığımız zaman protein tüketiminin ön planda tutulduğu beslenme biçimlerinin olduğunu görüyoruz. Bu noktada şunu da belirtmemiz gerekiyor ki, protein tüketimi ülkenin genel refah seviyesiyle ilgilidir. Kişi başına protein tüketim rakamlarına baktığımız zaman özellikle 2000’li yıllardan itibaren Türkiye’de büyük bir değişim var. Çünkü Türkiye’de milli gelir arttıkça, protein tüketiminde de artış görülüyor. Avrupa Birliği rakamları paralelinde ortalama 50.000 dolar milli gelir seviyesine ulaşmış bir Türkiye hayal ettiğiniz zaman, protein tüketimi de çok ciddi şekilde artacaktır. Kısacası genel ekonominin kalkınması ve refah seviyesinin artışı, protein tüketiminin artışında da çok önemli bir faktör.”

“Protein sağlıklı nesillerin gelişimi için olmazsa olmaz”

“Diğer yandan, artık dünyada da Türkiye’de de ölçek ekonomisi ön plana çıktı. Ölçek ekonomisini kısaca, maliyetlerin düşürülmesi için üretim miktarının artırılması olarak tanımlayabilirim. Ölçek ekonomisine dayalı bir ekonomik model ve verimlilik artışı her geçen gün çok daha önem arz ediyor.

“Türkiye’de tarıma baktığımız zaman maalesef verimliliğin Avrupa Birliği ülkelerine göre olması gereken seviyeden düşük olduğunu görüyoruz. Bu nedenle Türkiye’de protein tüketiminin olması gerektiği seviyeye gelmesi için hem ekonominin büyümesiyle refah seviyesinin artışının sağlanması hem de sektörel anlamda ölçek ekonomisine dayalı verimliliğin ön plana çıktığı işletme modellerinin geliştirilmesi gerekiyor.

“Çünkü… Her fırsatta söylediğimiz gibi protein tüketimi sağlıklı nesillerin yetişmesi için olmazsa olmaz. Piliç etinde bulunan protein, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu yüksek kalitede, değerli bir protein kaynağıdır. Piliç eti ekonomik ve kolay ulaşılabilir, sağlıklı ve güvenilir bir gıda ürünüdür.

“TÜRKİYE’DE PROTEİN TÜKETİMİNİN ARTIŞINA KATKI SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ”


“Sağlıklı ve başarılı kuşakların yetiştiği bir Türkiye, çocuklarımızın ve gençlerimizin dengeli ve yeterli miktarda proteinle beslenmesiyle mümkün. Türkiye’nin uygun fiyata protein talebini karşılama hedefiyle bir entegrasyon modeli kurmak da Matlı olarak bizim hayalimizdi ve gerçek oldu. Çünkü Türkiye’de maalesef kişi başı protein tüketim miktarı dünya ortalamasının çok altında. Hem süt mamulleri tüketimi tarafında hem et tüketimi tarafında Türkiye’nin gidecek çok mesafesi var. Biz de hem dünyadaki hem de Türkiye’deki trendlere bakarak beyaz etin gelişimine inandığımız için ve Türkiye’de protein tüketiminin artışına katkı sağlamak hedefiyle beyaz et ve süt ürünleri üretimi alanlarında faaliyet göstermeye başladık. Dolayısıyla gıdada protein üretimi üzerine gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızı artırarak sürdürmeyi düşünüyoruz. Bunu sorumluluk edinen bir marka olarak hem uygun fiyatlı hem sağlıklı hem de lezzetli ürünler sunmak amacıyla ÜR-GE ve AR-GE merkezleri kurduk. Bu merkezlerdeki ekiplerimizle bu konuda çok yoğun mesai harcıyoruz.”

“Bunun yanında piliç eti çevreci bir yaklaşımla üretilmektedir: 50 yıl öncesine göre değerlendirildiğinde aynı miktarda piliç eti üretmek için %75 daha az kaynağa ihtiyaç duyulmakta, %58 daha az su tüketilmekte, %72 daha az üretim alanı kullanılmaktadır.

“Biz de Keskinoğlu olarak bu doğrultuda ‘gelecek nesilleri önemseyen’ sürdürülebilir üretim anlayışımızla, sağlığımız için çok önem arz eden vitamin ve mineralleri içeren ve yüksek kalitede protein kaynağı
olan piliç etini ve yumurtayı üretiyoruz. Sağlıklı nesillerin yetişmesi için sağlıklı ve ekonomik protein kaynaklarının üretimini, dünyamızın doğal kaynaklarına sahip çıkarak gerçekleştiriyoruz.”

“Tüketicinin değişen ihtiyaçları ve tercihleri doğrultusunda ürünler sunmak için yoğun mesai harcıyoruz”

“Niceliksel büyümenin yanı sıra, dünyada sosyolojik yapının da değişmesiyle beraber, değişen tüketici ihtiyaçları ve tercihleri doğrultusunda ilerlememiz gerekiyor. Ürünler geliştiren, yeni trendlere hızlı adapte olan bir yapımız var. Bir tarafta niceliksel büyüme, diğer tarafta da yeni ürünlerle tüketicinin tercihlerini, istek ve taleplerini hızlı bir şekilde karşılayan bir şirket olmak için çalışıyoruz.

“Keskinoğlu tarafında piliç eti ve yumurta, Yörsan tarafında da süt ve süt mamullerimiz ile protein üreticisi vizyonuna sahibiz. Daha önce de belirttiğim gibi beyaz et ve yumurta hem çok ekonomik hem de yüksek kaliteli hayvansal protein kaynakları. Bu doğrultuda tüketicinin protein talebinin uygun fiyata karşılanması çok önemli bir yatırım sebebi bizim için. Yatırımlarımıza hızla devam ediyoruz, dünya çapında ileri teknolojiyi arıyor ve tüm tesislerimizde uygulayarak büyümeyi sürdürüyoruz.

“İnsanlar için en kıymetli değer zaman. Bu bakımdan, özellikle şehir hayatında pratik ürünler ön plana çıkıyor. Şehir ve aile hayatı tüketicinin taleplerini müthiş derecede değiştiriyor. Burayı iyi okumamız gerekiyor”


“Pastörize yumurta üretimimizle tam otomatik makinelerde işlenen yumurtaları isteğe göre ak, sarı ve bütün olmak üzere piyasaya sunuyoruz. Bunun yanında geri dönüştürülebilir kağıtları, rafine tesislerde tam otomatik üretim ünitelerinde işliyor ve yumurta kaplarına, yani viyollere dönüştürüyoruz.”

Eskiden çok daha büyük, çok daha geniş geleneksel aile yapısından bahsederken, şu anda çok daha küçük bir aile yapısından bahsediyoruz. Bu noktada ev dışı tüketim ve pratik ürünlere olan yoğun talebin önemi karşımıza çıkıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşamın çok hızlı olması, çok çeşitli kanalların da gelişmesine sebep oluyor. Bu doğrultuda da gözlemlerimizi yapıyor ve pozisyonumuzu alıyoruz.”

Piliç Eti İşleme Tesisi

“Üretime bakışımızı toplam kalitenin sağlanmasına ve sürdürülebilirlik kavramının gerçek anlamda hayata geçirilmesine dayalı yürütüyoruz”

“Belki çok klişe bir anlatım ama bizim işletmecilik ve ticaret anlayışımızda en temel kriter kendi çocuklarımıza yedirmeyeceğimiz hiçbir gıda ürününü başkasına da yedirmeyecek olmamız. Özellikle beyaz et ve yumurta, gıda sektöründe çok fazla bilgi kirliliğine maruz kalıyor. Maalesef medyada beyaz et ve yumurta ile ilgili bilimsel dayanağı olmayan pek çok yanıltıcı bilgi yer alıyor.

“Bu konuda ben de çok soru alıyorum: Bana, ‘evde tavuk yiyor musunuz’ diye soruyorlar. Evet, yiyoruz! Evimizde yediğimiz, tükettiğimiz ürünleri tüketicilerimize sunuyoruz. Gıda üretimi çok hassas bir iş. Bu hassasiyeti de gerçek anlamda içselleştirmek lazım. Biz bunu içselleştirdik ve yolumuza bu bakış açısıyla devam ediyoruz. Tüketicilerimizin sağlıklı ve güvenilir beyaz et ve yumurta tüketmesi bizim için olmazsa olmazdır. Beyaz et ve yumurta üretimi dediğimizde, tüm halkalarının tek tek çok sağlam olması gereken çok güçlü bir üretim zincirinden bahsediyoruz. Keskinoğlu olarak uyguladığımız toplam kalite mantığımız bu noktada çok önem arz ediyor. Üretime bakış açımızı toplam kalitenin sağlanması ve sürdürülebilirlik kavramının gerçek anlamda hayata geçirilmesine dayalı yürütüyoruz.”

“Beyaz et sektörünün büyüme potansiyeli diğer et ürünlerine göre çok daha yüksek”

“Hayvansal protein dediğimizde karşımıza beyaz et, kırmızı et, domuz eti ve balık eti çıkıyor. Gayrimüslim ülkelerde hayvansal protein üretiminden en büyük payı alan domuz eti. Müslüman ülkelerde ise domuz eti tüketimi olmadığından, büyükbaş ve beyaz et gündeme geliyor. Balık eti tüketim oranları ise bölgelere göre değişim gösteriyor. Fakat iklim değişikliğinin ve su tüketimindeki artışın her gün daha çok tehlike arz ettiği bir dünyada, büyükbaş üretimini artırmak mümkün değil. Bu bakımdan dünyadaki trende baktığımız zaman büyüme potansiyeli en yüksek olan et türü beyaz et. Bu potansiyel tüm dünya için geçerli. Türkiye açısından baktığımız zaman da ülkemizdeki iklim ve coğrafi özellikler göz önünde bulundurulduğunda özellikle büyükbaşla ilgili kısıtlarımız dünyaya göre çok daha fazla. Türkiye, yağış oranlarının çok da yüksek olmadığı bir ülke olması nedeniyle büyükbaş besisine çok uygun değil.

“Dünyanın şu anda öncelikli gündem maddesi olan iklim krizi ile beraber, ‘sürdürülebilirlik’ kavramı da çok ön plana çıktı. Bu kavramın, hayvansal protein üretiminde müthiş etkisinin yanında dramatik değişimlere de sebep olacağını düşünüyorum. Bu noktada karşımıza su tüketimi çıkıyor. Su tüketimi gıda üretiminde çok tartışılan bir konu.

“Beyaz et üretiminde su tüketiminden biraz daha detaylı bahsedecek olursak, 1 kg kırmızı et üretiminde kullanılan su miktarı ile 1 kg beyaz et üretiminde kullanılan su miktarı arasında müthiş bir fark var. Bu açıdan
bakıldığında beyaz et üretimi, kırmızı et üretiminde kullanılan miktara oranla daha az su tükettiği için beyaz etin büyüme potansiyeli diğer sektörlere göre çok daha yüksek. Bu durum bundan sonraki süreçte de hem dünyada hem Türkiye’de böyle devam edecek.”

“Sürdürülebilirlik kavramını çok önemsiyoruz”

“İktisattaki en temel teorilerin başında ‘değer paradoksu’ gelir. Değer paradoksunu, su gibi insanlık için hayati önem taşıyan değerlerin, elmas gibi lüks tüketim mallarının değerinden daha düşük olması olarak açıklayabiliriz. İnsanlık için en kıymetli şey aslında su. Su olmadan yaşamamız mümkün değil. Fakat su her yerde bulunduğu için insana faydasıyla mukayese edilmeyecek derecede çok ucuz bir değeri var. İnsanoğlu bunun çok farkında değil ve maalesef insanlık için en kıymetli olan varlığı, suyu her geçen gün kaybediyoruz, suya ulaşımda her geçen gün çok daha fazla zorlanıyoruz.

“Bugün tarımsal sulamada olsun, sanayi kullanımında olsun suyun değeri çok fazla ön plana çıktığı için azalan su kaynakları nedeniyle tüm üretim modelleri artık kıt su kaynakları üzerinden oluşturuluyor. Enerji için de aynı şey geçerli. Bugün dünyada geleneksel fosil enerji kaynakları her geçen gün azalıyor. Bunun yanı sıra çevre kirliliği de her geçen gün artıyor. Kısacası doğal kaynaklarla ilgili kayıplar her geçen gün hepimiz için çok daha önem arz ediyor.

Akhisar OSB Yem Üretim Tesisi ve Viyol Üretim Tesisi

“Bu noktada biz de Matlı Şirketler Grubu ve kuruluşlarından biri olan Keskinoğlu olarak ‘sürdürülebilirlik’ kavramını çok önemsiyoruz. Tüm üretim modellerimizde kaynaklarımızı çok daha doğru kullanmak adına yatırımlarımıza devam ediyoruz.

“Özellikle son yıllarda Türkiye’de ‘yenilenebilir enerji’ ile ilgili yatırımlar çok hızlandı. Matlı Şirketler Grubu olarak, bu terminoloji Türkiye’ye ilk girdiği günden itibaren yenilenebilir enerjiye çok önem atfettik ve bu doğrultuda da çok büyük yatırımlar yaptık. Bu sebeple de yeşil enerjiden üretilmiş ürünlerimizi özellikle vurgulamak istiyoruz.

“Yenilenebilir enerji üretimi için öncelikle Türkiye’nin belki de diğer ülkelere göre coğrafi olarak en büyük avantajı olan güneş ışığından faydalandığımız GES santrallerine çok ciddi yatırımlar yaptık. Bütün tesislerimizin çatılarında GES yatırımlarımızı kurduk ve sürekli geliştiriyoruz. Böylelikle, doğal bir enerji kaynağı olan güneş ışığını elektrik enerjisine çevirerek sürekli olarak elektrik üretimi sağlıyoruz. Diğer taraftan rüzgârdan enerji elde edeceğimiz RES kurulumu projelerimiz ve yatırımlarımız da devam ediyor.

“Sürdürülebilir çevre yönetiminde Türkiye’de en netameli konuların başında atık yönetimi geliyor. Atık yönetimi Keskinoğlu için olmazsa olmaz. Yaşadığımız dünya bize gelecek nesillerin emanetidir. Matlı Şirketler Grubu olarak biz de bugün geleceğin emanetini taşıyoruz. Gelecek nesillere emanet edebileceğimiz daha iyi yaşanabilir bir çevre için her türlü yatırımı hayata geçiriyoruz. Diğer taraftan dünya trendlerini gelecek nesiller adına çok yakından takip ediyoruz ve bu anlamda yapılması gerekenleri kaçınmadan uyguluyoruz. Keskinoğlu olarak da günü yaşayan değil, geleceğin sorumluluğunu taşıyan bir şirket vizyonuyla hareket ediyoruz. Atık yönetimi ve yeşil enerji ile ilgili faaliyetlerimiz tavizsiz olarak devam ederken, ‘gelecek nesilleri önemsiyoruz’ diyoruz. Sağlıklı nesillerin yetişmesi adına bu sorumluluğu içselleştirerek taşıyoruz.

“Sağlıklı ve güvenilir gıda her zaman en çok tartışılan konu olmuştur ve bundan sonraki süreçte de böyle olmaya devam edecektir. Bu noktada gıdanın sağlıklı ve güvenilir olması dediğimizde ‘gıda güvenliği’ kavramı karşımıza çıkıyor. Özellikle pandemi sürecinde bu kavramlar çok daha fazla gündeme geldi. Pandemide hem güvenilir gıdaya ulaşım hem de gıda arzı güvenliği ile ilgili kavramlarla yüz yüze geldik. Aslına bakarsanız Türkiye bu açıdan çok güçlü bir ülke, altyapısı çok güçlü ama bu gücünü daha da artırması gerekiyor.

“Atık yönetimini ve yeşil enerjiyi bir zorunluluk olarak görmüyoruz, buna inanmış bir şirket vizyonuyla hareket ediyoruz. Kaynaklarımızı çok daha doğru kullanmak adına yatırımlarımıza devam ediyoruz. Matlı Şirketler Grubu olarak, ‘yenilenebilir enerji’ kavramına çok önem atfettik ve bu doğrultuda da çok ciddi yatırımlar yaptık. Sağlıklı nesillerin yetişmesi adına sürdürülebilir dünyanın sorumluluğunu içselleştirerek taşıyoruz.”

“Özellikle beyaz et sektörü bu anlamda çok ciddi mesafe katetti. Avrupa Birliği ülkelerine baktığımız zaman göğsümüzü gere gere övünerek gösterebileceğimiz tesislerimiz var. Çünkü bizim tesislerimiz Avrupa’daki tesislere göre çok daha yeni ve buradaki büyüme potansiyelinden dolayı da sürekli yeni yatırımların gündeme geldiği bir ülkeyiz. Bu açıdan Keskinoğlu olarak yeni yatırımlarımıza sadece kapasite artışı hedefiyle değil, tüketicinin taleplerini karşılayan ve de en önemlisi sağlıklı ve güvenilir gıdanın üretilmesi hedefiyle devam ediyoruz. Bu konuda çok net kırmızı çizgilerimiz var.”

“Uluslararası fırsatları takip ederek dünyaya açılacağız”

“Keskinoğlu, Matlı Şirketler Grubu bünyesine girmeden önce de Türkiye’de sektöründe lider firmalardan biri idi. Bizim de satın alma sürecindeki temel düşüncemiz Keskinoğlu’nu bulunduğu noktadan daha da ileriye taşımak oldu. Matlı Şirketler Grubu, Keskinoğlu’nun ve Yörsan’ın satın alınması süreçlerinden önceki iş modelinde perakende rafında yer alan bir grup değildi. Matlı, ciro büyüklüğü bakımından Türkiye’nin en büyük ilk 100 sanayi kuruluşu içinde yer alsa da perakende tüketicisi nezdinde bilinmiyordu. Keskinoğlu’nun ve Yörsan’ın Matlı Şirketler Grubu’na girmesiyle birlikte Matlı’ya tüketicinin tanıdığı, bildiği bir kimlik eklenmiş oldu.

“Ticaretin başlaması için en temel şart güvendir. Güven olmadan hiçbir ticaretin, hiçbir iş birliğinin başlaması mümkün değildir. Dolayısıyla güvene dayalı itibarı amaç edinen bir ticari anlayışla bugünlere geldik. Matlı faaliyet gösterdiği alanlarda çok güçlü bir itibarı ve güveni olan bir gruptur. Perakende sektörüne baktığımızda da tüketicinin markaya olan güveni her şeyin başıdır. Bu güven ilişkisini kurmadan hiçbir şeyi yürütmek mümkün değil.

“Hayalim Türkiye’nin sınırlarını aşan ticari vizyona sahip bir şirket haline gelmek. Hem Keskinoğlu’nun hem de Yörsan’ın Matlı Şirketler Grubu’na dahil olmasının nedenlerinden biri de budur. Bu iki markanın bünyemize dahil olmasıyla Matlı olarak yeni ve müthiş bir mücadelenin de sayfası açıldı. Tüm yatırımları ile altyapısı tamamlanmış ulusal kimliğe sahip bir şirketi, uluslararası bir şirket haline getirmeyi hedefliyoruz. Yıllar içinde ağabeyim Özer Matlı ile birlikte Matlı’yı ulusal bir firma haline getirdik. İsteriz ki, bizden sonraki nesiller de bu şirketi uluslararası bir şirket haline getirsinler. Bütün mesele konuyu dertlenmek. Niyet, harekete geçmektir. Bir şeyi yapmaya niyetimiz var mı, yok mu! İşte, önemli olan budur.”

Merkez Yem Üretim Tesisi


“Entegre bünyesinde; karma yem fabrikası, damızlık kümesleri, kuluçkahane, etlik piliç kümesleri, kesimhane tesisleri ve dağıtım organizasyonu var. Damızlık civcivden başlayarak sofralarımıza uzanan bu süreçte kendi saha veterinerlerimiz ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı resmi veteriner hekimler tarafından sürekli olarak denetleniyoruz.”

Akhisar OSB Yem Üretim Tesisi

“Piliç eti üretimi, çok detaylı planlaması olan, her adımı dakik, tam zamanlı ve doğru işlemesi gereken bir entegre üretim sürecinden oluşuyor. Keskinoğlu olarak damızlık kümeslerinden sofraya kadar uzanan bir entegrasyon modeli üzerinden uluslararası standartlarda üretim yapıyoruz.”

Pastörize Yumurta Tesisi
Rahmiye Yumurta İşleme Tesisi

Keskinoglu hakkında daha fazla bilgi, ürün portföyümüz ve iş ortaklığı fırsatları için web sitemizi ziyaret edin.

En taze tarifler, pratik mutfak ipuçları ve Keskinoglu’nun özel içerikleri için YouTube kanalımızı takip edin!

Yenilikler, özel kampanyalar ve lezzetli tarifler için Instagram hesabımızı takip edin!

Yeni tarifler, kaçırılmayacak kampanyalar ve dopdolu içerikler için Facebook sayfamıza bekliyoruz!

Sektördeki gelişmeleri, özel kampanyalarımızı ve yaratıcı tarif önerilerimizi ilk siz öğrenin. LinkedIn sayfamıza göz atın.