
Yarım asrı aşkındır tarım, hayvancılık ve gıda başta olmak üzere pek çok sektörde faaliyet gösteren Matlı Şirketler Grubu’nun, Türkiye’nin yüksek protein içeren gıdaların üretim merkezi olmaya aday olduğunu söyleyen Matlı Yönetim Kurulu Başkanı ve Yörsan Genel Müdürü Özer Matlı, Matlı Şirketler Grubu’nun geçmişten günümüze büyüme ve gelişme süreci ile gelecek hedeflerini anlattı.
“Matlı Şirketler Grubu, girişimci kişiliğiyle genç yaşta iş hayatına atılan babamız merhum Ömer Matlı’nın ticari faaliyetleriyle başlayan ve bugünlere gelen bir aile şirketidir. Dolayısıyla temelden gelişen bir kariyer hikâyemiz var. Ben de kendimi, yokluk döneminden geçmiş Türkiye’nin yetiştirdiği girişimci ve çalışkan bir babanın ticari faaliyetlerini, bugünlere bir başarı hikâyesi olarak getiren bir aile şirketinin ferdi olarak tanımlıyorum. Babamızdan bir bayrak devraldık ve bu bayrağı aile itibarımızı koruyarak, Türk aile yapısının değerlerine, örf ve adetlerine uyarak taşıyoruz. Bizler artık kendi şirketimizin değil, babamızın doğduğu köyün, Karacabey’in, Bursa’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir şirketinin yöneticileriyiz.
“Rahmetli babam Ömer Matlı çalışmayı ve iş yapmayı çok severdi. Bizler de yaşadığı köye, şehre dokunmayı seven bir ailenin çocukları olarak büyüdük. Küçük ilçelerde yaşayan ‘eşraf’ diye tabir edilen bir ailenin çocuğu olmanın ayrı bir yeri var. Bu anlamda kendimi çok şanslı hissediyorum ve merhum babamıza genç yaşta bize işi öğrettiği için sonsuz saygılarımı sunuyorum. Toplumun içerisinde en alt kademeden en üst kademeye kadar herkesle beraber bulunma ve çalışma şansına sahip olarak yetiştim. Bu doğrultuda babamızın düsturuyla da devam etmeye çalışıyoruz. Çünkü hem babamızın döneminde hem de bizim çocukluğumuzda eğitim şartları çok farklıydı. Günümüzde eğitim şartlarının değişmesiyle ve teknolojinin ilerlemesiyle artık bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı fakat sosyal olmak, daha eski Anadolu tabiriyle ‘Allah’ın selamını vermek’ çok değerli. Güler yüzlü, yardımsever, iyi ve dürüst olmak temel özellikler. Babamızdan bunları düstur edindik ve en önemlisi sözünü tutan bir ailenin çocukları olarak yetiştik. Bunun önemini de genç kuşaklara bir mesaj olarak iletmek isterim.”
“Büyük bir aile olmanın mutluluğu ve huzuru içerisinde çalışıyoruz”
“Matlı Şirketler Grubu olarak gıda, yem, tarım, hayvancılık, evcil hayvan, lojistik ve depolama, akaryakıt, sanayi ve enerji olmak üzere 9 ayrı sektörde faaliyet gösteriyoruz. 5.000’i aşkın çalışanımız ve 1.000 bayimizle çok büyük bir aileyiz. Her bir şirketimiz ve her bir çalışanımız, bayimiz, tedarikçimiz, iş ortağımız bizim için ayrı değerde. Büyük bir aile ve bir takım olmanın mutluluğu ve huzuru içerisinde çalışıyoruz. Türk insanının en önemli özelliklerinden birisi de bu sıcaklıkla ve yaklaşımla çalışmak. Toplumla beraber yaşayan, sosyal bir şirketiz.
“Tarım ve gıda zor sektörler. Matlı Şirketler Grubu olarak yarım asrı aşkın bilinçli tarım ve hayvancılık, besleme uzmanlığı ve geniş tedarik zinciri yönetimimizle, en çok katma değer yaratan firma olmayı hedefliyoruz.
“Keskinoğlu ve Burdan markalarımızla Karacabey ve Akhisar’daki tesislerimizde günlük 5,5 milyon adet üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük yumurta üreticisi olarak faaliyet gösteriyoruz. Sertifikaları ile belgeli uluslararası standartlarda üretim yapıyoruz. Burdan marka yumurtamızın lezzeti ve kalitesi, Belçika’daki International Taste Institute tarafından verilen ‘Superior Taste Award’ ödülüyle tescillendi.”
“Yörsan’la süt ve süt ürünleri sektörüne güçlü döndük”
“Bizler Balkan göçmeniyiz. Balkan göçmenleri genellikle hayvancılık ve mandıracılıkla uğraşır. Bizim de Matlı Şirketler Grubu olarak, 1968’de Ömer Matlı markasıyla başlayan mandıracılık ve peynir üretimi serüvenimiz babamızın vefatıyla ve diğer sektörlerdeki faaliyetlerimizin büyümesiyle kesintiye uğrasa da 2022 yılında Yörsan’ı bünyemize katmamızla tekrar başladı. Böylelikle süt ve süt ürünleri sektörüne güçlü bir şekilde döndük. Yörsan olarak günlük 1.500 ton süt işleme kapasitemizle Türkiye’nin en büyük 5 üreticisinden biri konumundayız.
“Tüketiciler tarafından en çok tercih edilen peynir ve tava yoğurt markası olarak tanınan Yörsan’ı, yakın zamanda 200’ün üzerinde ürünle tüketicilerimizin karşısına çıkaracağız. Çünkü Türkiye’de de dünyada da trendler sürekli değişiyor. Düne kadar salatamızda tavuk ya da peynir yoktu. Peynir dediğimiz zaman artık sadece kahvaltılık değil, pizzanın, salatanın içindeki peyniri konuşuyoruz. Dondurmanın, kahvenin içindeki sütü konuşuyoruz. Yani geleneksellikle beraber bambaşka bir damak tadı da gelişiyor ve bugün protein ürünleri her öğünümüzün içinde.
“Türkiye’nin ekonomi politikalarını, bulunduğumuz coğrafyayı, değişen iklim koşullarını, değişen tüketim alışkanlıklarını düşündüğümüzde kaliteli protein içeren ürünler üreten bir şirket olmanın mutluluğunu ve sorumluluğunu taşıyoruz. Çünkü sağlıklı ve başarılı kuşakların yetiştiği bir Türkiye, çocuklarımızın ve gençlerimizin dengeli ve yeterli miktarda proteinle beslenmesine bağlı.”
“Yörsan’ı rakiplerinden ayıran en önemli özelliği bakış açısıdır. Değişime inanıyoruz, ekipmanı ve ileri teknolojiyi herkes satın alabilir ama geleneksellik temellerimizi oluşturuyor. Değişim ve teknoloji ile beraber, koruduğumuz gelenekselliğin birleşimini hayata geçiriyoruz.”
“Nitelikli eğitimi, temiz enerjiyi ve kadınlarımızı çok önemsiyoruz”
“Tarım ve hayvancılık sektörünü geliştirmek ve bilinçli üreticiler yetiştirmek için sosyal sorumluluk faaliyetleri yürütürken, kurmuş olduğumuz Hayvancılık Akademisi’nde, bize ulaşan bilgi taleplerini uzman veteriner hekimlerimizle yanıtlıyor, üreticilerimizin verimliliklerin ve gelişimine katkı sağlıyoruz.
“Temiz enerji üretim faaliyetlerimiz kapsamında çatı GES’i (Güneş Enerjisi Santrali) yatırımlarımızla yılda 25 milyon kWh enerji üretiyoruz. Tesislerimizle beraber arazi GES’i kurulumlarıyla da temiz enerji üretimi için kapasitemizi artırıyoruz. İki sene içerisinde toplamda 250 MW kurulu güç yatırımı planlıyoruz.
“Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, atık yönetimi, geri dönüşüm kazanları gibi çalışmalar temiz enerji alanında öncelikle yapılan uygulamalar. Fakat hayvancılıktaki karbon ayak iziyle ilgili henüz bir çalışma yok. Biz de bu doğrultuda Ömer Matlı Akademi ile 2006 yılından bu yana verimli süt üretimi için hayvan bakımı, besleme ve sağlık alanlarında araştırma ve eğitim faaliyetleri yürütürken, hayvansal karbon salınımının azaltılması ile ilgili araştırmalar eşliğinde projelerimizi de başlattık.
“Kadınlarımızın ekonomik hayata katılımlarını desteklemek amacıyla sektördeki kadın üreticilerimize temel ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda makine ve ekipman desteği sağlıyoruz. Ayrıca verimliliğin artırılabilmesine yönelik doğru uygulamaları bilgi platformumuzla ve yerinde destek çalışmalarımızla yürütüyoruz.
Üzülerek söylüyorum ki, Türkiye’de toplumsal değerlerimize dokunan şirketlerin çoğu yabancı. Oysaki, bu çocuklar bizim çocuklarımız. Yerel firmaların öncelikle ve ağırlıkla dokunması gereken çocuklarımız, kız çocuklarımız, kadınlarımız var. Herkes ticareti, yatırımı, ekipmanı anlatıyor ama insana yatırımı çok az kişi anlatıyor.”

“Türkiye’de düne kadar süregelen köyden kente göçün önüne geçmek istiyoruz”
“Türkiye’nin sürdürülebilir gıda üretiminde stratejik kararlar alması gerekiyor. Biz de özel sektör olarak bu anlamda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Bizlerle beraber köylerde bu entegrasyon sürecinin içerisinde yer alacak, standartları yükseltecek, üretimdeki verimliliği ve ürün değerlerini artırırken çiftçinin de gelirini artıracak bir ekosistemi oturtmaya çalışıyoruz.
“Bu değerleri yarattığımızda, inanıyorum ki, Türkiye’de yüksek protein içeren gıdaların üretim merkezi olmaya aday olan Matlı Şirketler Grubu, tarımsal politikalarının daha verimli hale gelmesine de ciddi bir katkı sağlayacak. Özel sektör olarak buna bir görev ve sosyal sorumluluk olarak bakıyoruz.
“Amacımız bu topraklarda var olan değerleri tekrar ön plana çıkarmak ve köyden kente kalkınmaya destek olmak. Yaşadığımız coğrafyaya baktığımızda Türkiye’nin temel değerlerinden birinin tarım olduğunu görüyoruz. Buğdayın anavatanı Türkiye. Dört mevsimi aynı anda yaşadığımız, endemik bitkilerimizle, coğrafi işaretli ürünlerimizle beraber o kadar çok değerimiz var ki!
“Nitelikli eğitimi destekliyoruz. Bu amaçla Karacabey’de aile büyükleri adına yaptırdığımız okullarımız ile eğitime desteklerimiz devam ediyor. Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile yaptığımız iş birliği çerçevesinde hayvan sağlığı, tarım ve gıda sektörünün ihtiyacı olan nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine katkı sağlıyoruz.”
Van’ın otlu peynirini, Erzincan’ın tulumunu canlandırmak, gerçek değerlerimizi gerçek üretimle hayata geçirmek, Türkiye’de 300’ün üzerindeki coğrafi işaretli ürünü Türk halkıyla buluşturmak istiyoruz. Örneğin, Susurluk ayranı kendi içerisinde coğrafi işaretli bir ürünümüz ve Yörsan’la beraber tüketicilerimizi lezzet ve bölgesel özelliklerin getirdiği ürün değerleriyle buluşturmak istiyoruz. Susurluk ayranının unutulmaz tadını, Susurluk’un ekonomisine değer katarak tekrar Türk halkıyla buluşturduk. Susurluk’un güzel topraklarında yetişen bitkilerle beraber o bölgede üretilen ürünlerin yeniden canlanmasını sağladık.
“Yörsan ve Keskinoğlu olarak kurduğumuz AR-GE merkezlerimizle coğrafi işaretli her bölgenin yöresel ürünleriyle beraber, bir aşama sonra da her bölgenin kendi endemik bitkileriyle birleştirilmiş özel ürünlerini sunmak ve benzersiz damak lezzetleri yaratmak üzere çalışmalar yapıyoruz. Bölgenin kendi bitki örtüsüne göre hazırlanan özel yem formülasyonlarıyla coğrafi işaretli ürünlerin hikâyesini yeniden yazacağız. Ülkemize özel yöresel ürünlerin lezzetle beraber sürdürülebilir ve izlenebilir bir şekilde yaşamasını istiyoruz.


“Tüketiciler ürünlerin en çok taze, doğal ve güvenilir olmasına önem veriyor. Bununla beraber verimliliği sağlayacak, doğru ürünleri üretecek işin ehli uzmanlar istiyor. Hem sağlıklı beslenmek hem de parasının karşılığını almak istiyor. Yarattığımız ekosistem tüketicinin aldığı ürünün geçmişinin izlenebilirliğini sağlıyor. Hayvanın hangi yemle, hangi tarihte beslendiği, hangi ırktan olduğu gibi gıdanın güvenliğini belirten önemli bilgileri kayıt altına almamızı sağlıyor. Biz çalışanlarımızla, bayilerimizle, tedarikçilerimizle takımız ama temelde yerel üreticilerle beraber sütle başlayan A’dan Z’ye bir ekosistemi konuşuyoruz. Bu noktada protein içeren gıdaları üreten bir şirket olmayı hedefliyor olmanın yanında güvenli gıdanın merkezi de olmak istiyoruz.

“Düne kadar su zengini, kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olarak bildiğimiz Türkiye’nin aslında bugün değişen iklim koşullarıyla, karbon ayak izinin etkileriyle böyle olmadığını gördük. Türkiye’de tarım ve hayvancılığın stratejik bir yerde olması gerektiğini biliyoruz. Türkiye ithalat yapan bir ülke ve ihtiyaçlarının yüzde 55’ini ithalatla karşılıyor. Oysaki, verimliliğimizi yakalayacak doğru stratejiyi belirlememiz gerekiyor. Matlı olarak bu doğrultuda projeler geliştiriyoruz.”



“Ülkesiyle beraber büyümek isteyen bir grubuz”
“Sağlıklı gıda üretmenin getirdiği büyük sorumluluklar var. Kanunlar ve kurallar olsa da, en önemlisi yetiştiğiniz ailenin ve toplumun ahlaki değerleridir. Matlı olarak değişmez değerlerimiz Türk toplumunu önemser. İş hayatımıza da bu sorumlulukla bakıyoruz.
“Verimliliği yakalamak ise başka bir değer: Gelecek nesillerimiz için doğal kaynaklarımıza sahip çıkarak, verimliliği artıracak iş modelleriyle hem üretim maliyetlerini düşürmek hem üreticinin kazancını artırmak hem de tüketiciye uygun fiyata protein sunmak çok önemli.
“Bundan sonra yapacağımız en doğru şey köydeki insanların eğitim seviyesini yükseltmek, şehirdeki tüketicinin de bilinçli olmasını sağlamaktır. Matlı olarak yürüttüğümüz genç çiftçi ve kadın çiftçi projeleriyle köydeki insana dokunuyoruz. Köydeki insanın ürününü işleyip tüketiciyle buluşturuyoruz. Aynı zamanda eğitim merkezi ve mutfak akademilerimizle kurduğumuz ekosistemi büyütmeye çalışıyoruz.
“Köy kökenli bir toplumuz ama köydeki insanımız maalesef artık üretimde yer alamıyor. Oysaki, köydeki gelir artınca kalkınma gerçekleşir. Matlı olarak köydeki insanımızı üretim zincirinin içine tam verimlilikle sokarak köyden kente ülkemizin kalkınması için var gücümüzle çalışıyoruz. Ülkemizin değerlerine sahip çıkmayı sorumluluk biliyor ve özel sektör olarak üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz.
“Matlı Şirketler Grubu, milletini seven, milletine inanan, milletine olan sorumluluklarını yerine getiren bir organizasyon. Atatürk’ün izinden giden, ülkenin değerlerini koruyan, insanına yatırım yapan bir grubuz. Bu nedenle sorumluluğumuz çok fazla.
“Ulusal ve uluslararası platformlarda söz sahibi olan, 66 ülkeye ihracat yapan, ticaretini kendisi için büyüten değil, ülkesiyle beraber büyümek isteyen bir şirketler grubuyuz. Ciromuz ve insan hacmimizle bölgemizin en büyük gıda şirketlerinden biri haline geldik. Bu artık bizim değil, ülkemizin gururudur.”
“Kadın üreticilerimizİ destekliyoruz”
“Matlı Şirketler Grubu olarak kadınların ekonomik hayatta daha fazla yer almalarını desteklemek amacıyla 2022 yılında başlattığımız ‘Kadın Üreticiler İle Omuz Omuza’ projemiz devam ediyor.
“Verdiğimiz makine-teçhizat destekleri ve eğitimlerle kadın girişimcilerimizi destekliyor, sütün kaynağında kalitenin ve verimin sağlanması için kadın üreticilerimizin artmasını sağlıyoruz. Projemiz, Türkiye’nin önde gelen kuruluşları arasında yapılan değerlendirmeler sonucu 2024 yılında ‘Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülü’ne layık görüldü.”
“Hayata geçirdiğimiz ve büyüyerek ilerlemek istediğimiz entegrasyon modeliyle çok önemli bir işimiz daha var: Türkiye’de düne kadar süregelen köyden kente göçün önüne geçmek! Kendimizi değil, tedarikçilerimizi büyütmek üzere bir iş modeli kurduk. Bize ürün satan üreticinin para kazanması gerekiyor. Bizden ürün alan insanın güvenilir taze ürünü daha ucuza alması gerekiyor.”


